Yükleniyor...
Sosyal Fobi olarak da anılan, Sosyal Kaygı Bozukluğu kişinin sosyal ortamlarda veya performansının sınandığını düşündüğü anlarda yaşadığı olağandışı kaygı durumları ile karakterize bir hastalıktır. Hastaların önemli bir kısmında bu hastalığın nadir görülen ve bir çaresi olmayan ve ömür boyu katlanmak zorunda kalacakları bir durum olarak görülse de, , tedavi edilebilir bir durumdur. Ortalama bir toplumda görülme sıklığı %4 civarında seyretmektedir. Sosyal kaygı bozukluğu tedavi edilmediğinde kişinin hayatını uzun süre olumsuz etkileyebilir. Diğer ruhsal hastalıklara önemli sebep olabilir. Örneğin kişinin tekrarlayan ve tedavilere az yanıt veren depresyonun altında sosyal kaygı bozukluğu olabilir.
Bu rahatsızlığı belirtileri, sosyal ortamlarda, kişinin az tanıdığı veya tanımadığı, otorite sahibi insanlara karşı ya da performans gerektirecek bir işleme karşı yoğun kaygı ve sıklıkla utanç duygusu hissetmesi ve yaşantısını bu duygular etrafında sınırlandırmasıdır.
Hastalık sıklıkla ergenlik yaşlarından itibaren başlar ve kişinin potansiyelini ortaya koymasına engel olabilir. Kişiler kariyer planlarını bu rahatsızlığın onlara sınırladığı çerçeve içine oturtabilir. Örneğin müzik yeteneği olan bir insan, masa başı bir iş kariyeri planlayabilir. Eğitim hayatları devam ederken kendilerini aktif olarak ortaya koyamadıkları için, dışarıdan başarısız gibi görünebilirler. Hatta bu olumsuz etiketi kendilerine de yapıştırabilirler. Sınıfta soruları bilmesine rağmen cevap vermek için söz almakta zorlanan bir öğrenci, eğiticileri tarafından derse karşı ilgisi olmadığı şeklinde değerlendirilebilir.
Kalabalık yerlerde gezmek, insanlar onu seyrederken yemek yemek, umumi tuvaletleri kullanmak, satıcıların baskılarına karşı koyamamak, bütün bunları yaşamamak için evden nadiren ayrılmak, diğer insanların kendisine bakma ihtimali olan seçeneklerden uzak durmak hastalığın diğer belirtileridir.
Bu rahatsızlığın iki şekilde tedavisi mümkün olabilmektedir. İlaç tedavileri ve bilişsel davranışçı psikoterapi ile tedavisi mümkündür.
Bilişsel Davranıçı Psikoterapi de hastanın sahip olduğu düşünceler ve davranışlar analiz edildikten sonra kişi ile birlikte, sağlıksız ve hastalık verici düşünce ve davranışlardan kurtulmaları sağlanmaktadır. Tedavi uyuncu yüksek olan kişilerde başarı yüz güldürücüdür.
Hazırlayan: Uzm. Dr. Akın COŞKUN