Yükleniyor...

Blog Sayfası

Bağlam Psikiyatri blog yazıları

16
Şubat
2020

Obsesif Kompulsif Bozukluk (OKB)

Obsesif kompulsif bozukluk üç önemli bileşenden oluşan nöropsikiyatrik bir hastalıktır. 

 

1- Obsesyon: Tekrarlayıcı, sıkıntı veren, bilinçli çabayla zihinden atılamayan, istenmeyen, rahatsız edici düşünce, dürtü ya da imgelerdir. Obsesyon temizlikle, cinsellikle, dini temalı, sağlıkla, zarar vermek ya da zarar görmekle ilgili şüpheler, görüntüleri içerebilir. 

 

Örneğin eğer bunu yapmazsam (saymak, sıralamak, düzenlemek, bir cümleyi tekrar etmek) ailemden birine bir zarar gelecek ya da aklıma kabul edemeyeceğim cinsel ya da dinsel bir görüntü ya da şüphe geldi bunu zihnimden atmalıyım, bunun zihnime gelmesi benim gerçekten bu ‘uygunsuz’ durumu istediğim ve yapma ihtimalimin artacağı anlamına gelir.

 

Ya da ocağı, tüpü, pencereyi açık bırakacağım ve yangın, hırsız vb bir felakete neden olacağım. Ya da işle ilgili bir yazı ya da dilekçe yazarken yanlış yazma ihtimali ve bunu sonuçlarını felaketleştirici olarak görmek, ülkeye millete küfür ve cezaevine alınma gibi. 

 

Bir diğer örnek her namazda aklına ‘Allaha küfür’ düşünceleri gelen dinine bağlı bir kişi ya da çocuğunu kucağına her aldığında aklına çocuğunu bıçaklamakla ilgili görüntüler gelen bir anne ya da eşçinsel olduğu ya da ailesinden biriyle cinsel ilişki görüntü ya da düşüncesi gelen ve bu düşüncenin verdiği sıkıntıyı gidermek için ailesinden ya da hemcinslerinden uzak duran bir kişiyi örnek verebiliriz. 


 

2- Kompulsiyon: Obsesyonun verdiği sıkıntıyı gidermek ya da etkisizleştirmek için yapılan tekrarlayıcı davranışlar, düşünceler ya da imgelerdir. 

 

Kompulsiyonda bulunmak OKB hastalığı olan bir kişi için bir seçim değildir. Aksine kişi kompulsiyonu yapmaktan dolayı da sıkıntı duyar ancak kendini bunu yapmak zorunda hisseder. Türkçe çevirisinin ‘zorlantı’ olmasının nedeni de budur. 

 

Kompulsiyon kişiye adeta hükmeder ve kişiyi obsesyonun verdiği sıkıntı ortaya çıktığı anda ve ‘belli ve özel bir şekilde’ kompulsiyonları uygulamaya iter. Kompulsiyonlara ritüeller de denebilir çünkü kendine özgü belli bir ritmi, sırası ve şekli vardır. Kişi kompulsiyonu bu özel ritüele uygun şekilde gerçekleştirmelidir aksi halde sıkıntı duymaya devam eder.

 

Kompulsiyonlara örnek olarak temizlemek, sıraya dizmek, sayı saymak, belli bir hareketi ya da sözcüğü tekrar etmek, nesneleri simetrik olarak düzenlemek, bir eylemde bulunurken simetriye özen göstermek, evden çıkarken defalarca kapıyı, pencereyi, ütüyü, ocağı vb kontrol etmek, bir yazı yazarken ya da bir mail atarken ya da sosyal medyada bir şey paylaşırken defalarca kontrol etmek vb. 

 

3- Kaçınma: Kişi obsesyonun ne zamanlarda aklına geleceğini bilir. (örneğin banyoda, tuvalette, çocuğu kucağına alınca, hemcinsi ile kucaklaşınca ya da ailesinden birine sarılınca, dağınık bir oda gördüğünde, çizgili bir yolda yürürken vb) bu nedenle tetikleyici dediğimiz bu durumlardan uzak durmaya çalışır. 

 

Banyoya girmez, tuvaleti geldiği halde sıkışana kadar tuvalete gitmez, yakın arkadaşlarını hemcinslerinden seçmez, aile bireyleriyle fiziksel temastan uzak durur. Kaçınma davranışları hastalık ilerledikçe öyle bir hal alır ki kişi yaşamının tamamını hastalığı çevresinde kurar. Kişiye hastalığı dışında bir yaşam alanı kalmamış gibidir. 





 

BİLİŞSEL DAVRANIŞÇI TERAPİ İLE OKB NASIL TEDAVİ EDİLİR? 

 

Bilişsel davranışçı terapi insanların sorunlu düşünce, davranış ya da duygularla baş etmesine yardımcı olan bir tedavi yöntemidir. 

Obsesif kompulsif bozuklukta kişi duyduğu sıkıntıyı, kompulsiyonlarını, obsesyonlarını ya da kaçınmalarını ortadan kaldırmak için tedaviye başvurabilir. Aslında tüm bu bileşenler birbirinden beslenir ve OKB nin tedavisinde her biriyle mücadele edilmesi gerekir. 

Tedavide başlıca yöntemler düşüncelerin ne kadar gerçekçi, mantıklı ve işlevsel olup olmadığını incelemeye yarayan  bilişsel müdahaleler ve maruz bırakma/tepki önleme dediğimiz davranışsal müdahalelerdir. 


 

BİLİŞSEL MÜDAHALELER

Bu kısmın üç önemli amacı vardır. 

1- Obsesyon bir defa zihne geldiğinde bunun varlığını devam etmesine çanak tutan düşünce alışkanlıklarını farketmek ve bunların ne kadar gerçekçi, işlevsel ve uygun olup olmadığını incelemek. 

 

Yani obsesyona ikincil olarak zihne gelen düşüncelerin gerçekçi, mantıklı, uygun olup olmadığını ve bu düşüncelerin neden olduğu düşünsel, davranışsal ve duygusal sorunları incelemek. 

 

Örneğin evden çıkarken ocağı kapattım mı diye bir düşünce gelmiş olsun. Bu obsesyon geldiğinde peşi sıra ‘bundan emin olmalıyım’, ‘ocağı kapatmadıysam, yangın çıkarsa, tüm bina alev alırsa’ gibi felaketleştirici düşünceler, ‘kapatmış olsam bundan şüphe duymazdım.’ gibi düşüncelerin aşırı önemsenmesi, ‘benim yüzümden yangın çıkacak, herkes ölecek.’ gibi aşırı sorumluluk temalı düşünceler olabilir. Tabi ki obsesyona ikincil gelişen düşünceler obsesyonun türüne ve niteliğine göre büyük farklılık gösterebilir. 

 

Terapide yapılan iş KİŞİYE ÖZGÜ olarak bu obsesyonları ve ardından gelen ikincil düşüncelerin NASIL SAPTANACAĞINI VE NASIL KAYDEDİLECEĞİNİ HASTAYA ÖĞRETMEK ve bir sonraki görüşmede bu kaydedilen ikincil düşünceleri incelemek. Bu ikincil düşünceleri incelerken HASTAMIZA ŞUNA BENZER SORULAR SORUYOR OLURUZ. Tabi ki sorulan sorulan hastaya ve sorunun özelliğine göre çeşitlilik gösterir. 

 

Sana bunun doğru olduğunu gösteren neler var ? 

Böyle olacağına / olduğuna inanmana yol açan ne oldu ? 

Aklına bu düşüncenin gelmesi bu olayın olma olasılığını tam olarak nasıl artırır? 

Bu düşüncenin aklına gelmesinin senin için anlamı nedir? Bu nasıl bir insan olduğun anlamına gelir ? 

Eğer aksi yönde düşünsen o zaman sonuçlar da aksi yönde olur mu ?

Düşüncelerinle geleceği bu şekilde etkileme gücün varsa neden bunun tersi de işe yaramıyor ? 

Düşüncelerini kontrol etmenin gerekli olduğu kanısına nasıl vardır ?

Eğer bu düşünceni kontrol etmezsen nasıl bir kötü sonuçla karşılaşacağını düşünüyorsun? 

 

Bu örnekler düşünceleri incelemek için sorulacak soruları içermekte olup, sorulacak sorular KİŞİYE GÖRE DEĞİŞİKLİK gösterir ve bu örneklerle sınırlı değildir. 

 

2- Kişiyi tedavide büyük öneme sahip olan maruziyet ve tepki önleme aşamasına hazır hale getirmek 

 

Tedavi yalnızca düşünceler çalışarak tamamlanmaz kaçınma ve kompulsiyonlarla da mücadele etmek için davranışsal teknikler uygulanmalıdır. Ancak bu uygulama tedavinin başlarında hasta terapist arasında güven ilişkisi henüz yeteri kadar gelişmemişken ya da hasta obsesyona ikincil gelişen düşünceleri gerçeğin kendisi olarak algılamakta iken bu deneyleri yapmaya yeterince istekli, motive ya da hazır hissetmeyebilir. Tedavideki en önemli basamak maruziyettir ve hastanın MARUZİYET/TEPKİ ÖNLEMENİN MANTIĞINI ANLAMASI VE UYGULAMAYA HAZIR VE MOTİVE OLABİLMESİ için bir bilişsel çalışma yapmak daha gerekir. Bu çalışmada ise aşağıdakilere benzer sorular sorulur. 

 

Eğer bu durumda kaçınma ve kompulsiyon yapmıyor olsaydın başına geleceğini düşündüğün en kötü şey ne olurdu ? 

bu soruya bazı hastalar bir şey olmayacağını biliyorum ama sıkıntıya dayanamam diye yanıt veririken bazıları da bir yakınımın başına birşey gelir ya da yangın çıkar/hırsız girer gibi geleceğe yönelik felaketleştiren bir tahmini sunabilir. Bu durumda beklediği bu kötü sonucun gerçekte olma olasılığı ne kadar ? Kompulsiyon bu olasılığın gerçekleşmesini aslında ne kadar önleme özelliğine sahip ? Kompulsiyonlar yapılarak ödenen bedel, alınan riske değiyor mu ? gibi sorular sorulabilir. 

Yine kaygısına dayanamayacağına belirten hastaya Daha önce böyle bir durum oldu mu ? Daha önce hiç kompulsiyonu yapmayı unuttuğu oldu mu ? Olduysa ne oldu? Yine kaygı duydu u ? Duymadıysa neden duymadı ? Eğer korktuğu sonuç kaygı duymak ise bu kaygının ne kadar süreyle devam edeceğini düşünüyor ? Bunu düşünmesine neden olarak gösterebileceği kanıtlar neler ? Eğer kompulsiyonu etkin bir önlem olarak görüyorsa bu önlemleri sevdiği insanların da almasını istemez mi? Eğer gerçekten bu kadar büyük bir tehlike varsa bu önlemleri neden sadece kendisi alıyor? 

 

3- Kaçınmaları ve kompulsiyonları ile değerleri arasındaki ilişki 

 

Bu noktada hastanın hayatında değer verdiği alanları bulmaya çalışırız. Nasıl biri olarak anılmak istiyor. Hayatın hangi alanında nasıl bir başarı elde etmek istiyor ? Nasıl bir insan olmak onun için önemli ? Bu değer iyi bir anne/bab olmak, işinde çok başarılı olmak, çok sağlıklı olmak vb olabilir. Bu değerler saptandıktan sonra kompulsiyon ve kaçınmalar ile bunların yol açtığı sonuçların değerleri üzerindeki etkisi nedir. OKB belirtileri onu değerlerine daha çok mu yaklaştırıyor yoksa daha çok mu uzaklaştırıyor. Hastalar bazen OKB belirtilerini değerleriymiş gibi gösterebilirler bu durumda dikkatli olmak gerekir. OKB belirtilerinden kurtulmak değerlerinden uzaklaşmak anlamına gelmemektedir. Örneğin temizlik OKB’si olan bir hasta çok temiz ve düzenli olmak gibi bir değeri olabilir ve içten içe kompulsiyon ve kaçınmalarının bu değere hizmet ettiğini varsayabilir. Bu durumda yaptığı tüm kaçınma ve kompulsiyonlar detaylı olarak incelenip neden olduğu sonuçların değerleriyle ilişkisi araştırılmalıdır. Bu araştırma yapıldığında sıklıkla varılan sonuç temizlik değerine uygun olarak yapıldığı varsayılan eylemlerin aslında kişiyi daha temiz olmaktan uzaklaştırdığı şekildedir. yıkama kompulsiyonu olan bir hasta banyo ve tuvalette o kadar çok zaman geçirebilir ki evin geri kalanını hiç temizlemeyebilir, ya da kompulsiyonlar o kadar zaman alıcı olabilir ki banyo yapmaktan tümden kaçınabilir. Değer ile kompulsiyon/kaçınmanın sonuçları karşılaştırılmalı ve bu değere kompulsiyon/kaçınma hizmet etmiyorsa hizmet edebilecek başka hangi davranışların olabileceği düşünülüp bu davranışlar kişinin hayatına kazandırılmalıdır. 

 


Top